Sayfalar

25 Eylül 2011 Pazar

Uzay Yarışıyla İlgili Bilinmeyenler


Kennedy, ortak bir Sovyet-Amerikan uçuşu istiyordu.

1961'in bahar ayları. 4 aydır başkan olan John F. Kennedy, gençliğin verdiği tüm enerjiyi yansıtıyor. Nisan en sıkıntılı aydı. 12 Nisan'da Yuri Gagarin Dünya'nın etrafında dönen ilk insan oldu. Bu Sovyetler Birliği'nin uzaydaki başarılarının sadece en sonuncusuydu. Uçuş bekleniyordu ancak yine de genç başkan için durum son derece moral bozucuydu. Gagarin'in başarısından bir ay sonra Alan Shepard uzaya çıkan ilk Amerikalı oldu. Bu da yörünge altı 15 dakikalık bir uçuştu. 17 Nisan'da CIA tarafından eğitilen sürgündeki Fidel Kastro karşıtı Kübalılar, komünist yönetime karşı bir operasyon düzenledi. Domuzlar Körfezi fiyaskosu olarak bilinen operasyon 36 saat içinde başarısız oldu. Kennedy'nin en yakın danışmanlarından Theodore Sorensen, 19 Nisan'da Kennedy'i, "kederli ve yorgun" şeklinde tarif etmişti. "Şimdiye kadar onu hiç bu kadar duygusal görmemiştim" dedi. Bir toplantıda ağabeyi olan Adalet Bakanı Robert F. Kennedy danışmanlara dönerek, "Başkanı bu duruma sokanlar siz parlak insanlarınız. Rusya'ya kof olmadığımızı göstermek için bir şeyler yapmamız gerekiyor" dedi.

Başkan Kennedy 25 Mayıs 1961'de televizyonda canlı yayınlanan ABD Kongre'sindeki konuşmasında, "Ben bu ülkenin içinde bulunduğumuz 10 yıl bitmeden Ay'a insan gönderip sağ salim geri getirme hedefini gerçekleştirmeye odaklanması gerektiğini düşünüyorum" dedi. George Washington Üniversitesi'nden uzay politikaları uzmanı, siyaset bilimci John M. Logsdon'ın "John F. Kennedy ve Aya Çıkma Yarışı" isimli yeni kitabı, bu sürecin bilinmeyenlerini gün yüzüne çıkarıyor. 25 Mayıs'taki ünlü konuşma 5 haftalık bir zaman diliminde çoğunlukla Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson'ın yönetiminde sıkıntılı müzakereler, gayri resmi not alışverişleri ve gizli toplantılar sonucunda gerçekleşti. Pentagon yetkilileri, bilim insanları, mühendisler ve bütçe analistlerinin katıldığı bu toplantılar sonucunda ABD'nin Sovyetlerin uzaydaki üstünlüğüne son vermek için elindeki tek fırsatın 1960'ların sonuna kadar Ay'a insan göndermek kararı alındı. Ancak Logsdon'un kitabında daha önce ortaya çıkmamış son derece ilginç bilgiler mevcut. Örneğin Başkan Kennedy sık sık bu proje için Sovyetlerle işbirliğine girme fikrini ortaya atıyormuş. Ayrıca Sovyetlerin uzay programının etkinliği ve niyeti hakkında ABD'nin hiçbir fikri yokmuş. ABD'nin Ay'a insan gönderme programında (Apollo) çalışan birçok kişi gibi Logsdon da, araştırmalarının sonunda bu programın uzay araştırmaları açısından yarardan çok zarar sağladığı görüşüne ulaşmış. Logsdon'a göre Apollo, insanlığın Mars'a yolculuğu veya Ay'a üs kurmak için bir basamak olmaktan çok yarar sağlamamış ve üzerine hiçbir şey inşa edilmemiş bir proje. Kennedy'nin, Rusların planları hakkında hiçbir bilgisi yoktu. 1964 yılında ABD istihbaratı Sovyetlerin benzer bir program planladıklarını öğrendi. Kennedy, Eylül 1963'te Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada Sovyetlere bu proje için işbirliği teklif etmeyi düşünüyordu. Hatta öncesinde Sovyet lider Nikita Kurusçev'le Viyana'da yaptığı bir toplantıda bunu dile getirdi. Ancak Sovyetler bunu kesin bir dille reddetti. Soğuk Savaş sonrası açılan Sovyet arşivlerine göre Sovyetlerin işbirliğine yanaşmamasının en büyük nedeni geliştirdikleri teknolojilerin teknik zayıflığını Amerikalılara göstermek istememeleriydi. "The Heavens and the Earth: A Political History of the Space Age," (Uzay ve Dünya: Uzay Çağı'nın Siyasi Bir Tarihçesi) isimli kitabı yazan tarihçi Walter A. McDougall'a göre Kennedy'nin Sovyetlerle işbirliği teklifleri göz boyamaktan ibaretti. 20 Temmuz 1969'da, Neil Armstrong ve sonrasında Buzz Aldrin'in Sessizlik Denizi'nin gri yüzeyine ayak basmasıyla Kennedy amacına ulaşmış oldu. Kitapta ve röportajda Longsdon, "Ay'a çıkmanın en azından insanlık tarihi ve özellikle de keşif tarihi açısından sonsuza dek bir dönüm noktası olacağını" düşünerek kendini avutmaya çalışıyor. McDougall ise, "Belki Apollo'nun elle tutulur bir yanı yoktu ama Tanrı biliyor ya, bunu yapmamazlık edemezdik" diyor.

The New York Times
JOHN NOBLE WILFORD

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eleştirilerinizi bu alanda yayınlayabilirsiniz.