Sayfalar

28 Eylül 2011 Çarşamba

ERWIN SCHRODINGER


Erwin Rudolf Josef Alexander Schrödinger (12 Ağustos 1887 – 4 Ocak 1961), Avusturyalı fizikçi. Kuvantum mekaniğine olan katkılarıyla, özellikle de 1933'te kendisine Nobel Ödülü kazandıran Schrödinger Denklemi'yle tanınır. Schrödinger'in Kedisi diye bilinen düşünce deneyini önermiştir.


--Nobel ile taçlandırılmış Erwin SCHRÖDINGER’in Yaşam Nedir? İ yirminci yüzyılın büyük bilim klasiklerinden biridir.Seçkin bir fizikçinin biyolojinin yüreğinde yatan sorunu açıklaması, meslekten olmayanlar için yazılmıştı, ama moleküler biyolojinin doğumunu ve arkasından DNA’nın yapısının keşfini kışkırtan dürtülerden birini sağladı.
Filozof Karl Popper onu ‘güzel ve önemli kitap’ olarak selamladı.--
Scientific American


ERWIN SCHRODINGER'İN ''YAŞAM NEDİR ?'' ADLI KİTABINDAN ALINTI


‘’Bu son bölümde açıklamak istediğim, kısaca, canlı maddenin yapısı hakkında tüm 



öğrendiklerimizden onun olağan fizik yasalarına indirgenemeyen bir tarzda işlediğini 


bulmaya hazırlıklı olmak zorunda olduğumuzdur. Ve bu, herhangi bir ‘yeni kuvvet’ in var 


olması ya da canlı organizma içindeki tek atomların davranışı yüzünden değil, yapılış 


tarzının fizik laboratuvarlarında şimdiye kadar test ettiğimiz herhangi birşeyden farklı 


olmasındandır. Kabaca ortaya koyarsak, sadece ısı makinelerine alışık bir mühendis,bir 


elektrik motorunun yapılışını dikkatle gzöden geçirdikten sonra, işleyişini, hala 


kavrayamadığı ilkeler doğrultusunda bulmaya kalkacaktır. Burada ayrık kangallar halindeki 


uzun telleri, çekilmiş bakırı, kazanlarda kullanıldığı için kendisine yakın bulur. Demirin aynı 


demir, bakırın aynı bakır, konunun aynı doğa yasaları olduğuna inanacak, ve bunda haklı 


olacaktır. Oysa, yapılış tarzındaki fark onu tamamiyle farklı bir işleyişe hazırlamak için 


yeterlidir. Ama o, kazan ve buhar olmaksızın, bir düğmenin çevrilmesiyle dönmeye hazır 


Atom
olduğu için elektrik motorunun bir ruh tarafından yönetildiğinden kuşku duymayacaktır.



Bir organizmanın yaşam çemberindeki olayların ayrıntılarıyla anlatılması, cansız maddede karşılaştığımız herhangi bir şeye kıyasla eşsiz, hayran olunası bir düzenlilik ve kurallara uygunluk sergiler.

Belki de tekrar tekrar vurgulanması gereken nokta, fizikçi için olayların durumunun sadece görünüşte akla yatkın olmadığı değil, eşi görülmemiş olduğu için son derece heyecan verici olduğudur. Genel inanışın tersine, fizik yasalarıyla yönetilen olayların düzenli akışı hiçbir zaman atomların iyi düzenlenmiş bir biçimlenişi sonucu değildir.

(Schrödeinger fizik yasalarının olasılıkçı durumundan bahsediyor ve bikaç örnek veriyor daha sonra yazısına şöyle devam ediyor;)

Biyolojide tamamıyla farklı bir durumla karşılaşıyoruz.Sadece tek bir kopyada varlığını sürdüren tek bir atomlar grubu birbiriyle ve çevreyle anlaşılması en zor yasalara uyarak olağanüstü düzenli olaylar üretiyor. Sadece bir kopya varlığını sürdüren dedim, çünkü ne de olsa biz bir yumurtanın ve tek hücreli bir organizmanın örneğine sahibiz. Daha yüksek bir organizmanın sonraki aşamalarında kopyalar çoğaltılmışlardır, gerçek budur. Ama hangi büyüklükte ? İyice biliyorum ki yetişkin bir memelide 10 üzeri 14 gibi bir şey. Üstelik bu sadece yaklaşık 16cm küp havadaki milyonlarca molekülün sayısı. Ve gerçekte dağılış tarzına bakın. Her hücre onların tam birini (ya da ikisini, ikizini düşünüyorsak) barındırır.
Bu küçücük merkez ofisin, güce, izole edilmiş hücrede sahip olduğunu bildiğimize göre, hepsinde ortak olan şifre sayesinde büyük bir kolaylıkla birbirleriyle haberleşerek bedeb üzerinde yerel yönetimin benzer istasyonlarına dağıtılmıyorlar mı?


Hücre
Pekala, bu, bilim adamındansa ozana yakışır fantastik bir betimleme. Oysa, o, şiirsel düş gücüne değil,sadece, burada açıktan açığa fiziğin ‘olasılık mekanizmasından’ tamamıyla farklı bir ‘mekanizmayla’ yönlendirilen ayrıntılarına kadar düzenli ve yasal olaylarla yüz yüze olduğumuzun farkına varmak için açık ve akla yakın bilimsel yankıya ihtiyaç duyuyor.Çünkü her hücredeki yol gösterici ilkenin sadece bir kopyada var olan tek bir atomik birlikte somutlaşmış, olduğu, basit olarak gözlemlenen bir gerçektir. Küçük ama üst düzeyde organize bir atomlar grubunun bu tarzda iş görmesini, şaşırtıcı ya da görünüşte akla yakın bulabiliriz, durumun benzeri yok, canlı maddeden başka hiçbir yerde bilinmiyor. Cansız maddeyi araştıran fizikçi ve kimyacı, bu tazda yorumlanan hiçbir olguya hiçbir zaman tanık olmadı’’.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eleştirilerinizi bu alanda yayınlayabilirsiniz.