Sayfalar

25 Eylül 2011 Pazar

Bilim yaratıcı ve radikal aslına dönmeli


Bilim ciddi adamların uğraştığı ciddi bir zanaatkârlık işinden mi ibaret?

Serbest Radikaller (Free Radicals) kitabının yazarı fizikçi Michael Brooks'a göre bilimin sıkıcı 'saygıdeğerlik' algısı değişmek zorunda.
Brooks'a göre, İkinci Dünya Savaşından sonra bilime bir makyaj yapıldı ve Coca-Cola, Disney ya da Mcdonalds gibi işlevi olan bir şeye dönüştürüldü.
Savaşın yükseldiği yıllar, aynı zamanda bilimin de saygınlığını artırdığı zamanlardı. Penisilin ve radar kitleleri ölümden ve savaşın etkilerinden koruruken, bilime kitleler nezdinde korku ve saygı karışımı bir algı yaratan ise atom enerjisinin yıkıcı etkisi oldu.

Fizikçi Brooks, bilim adamlarının zanaatkârlar gibi yaşamaya devam edemeyeceğini savunuyor.
Yazara göre bilim adamları bu saygınlık zincirinden kurtulup yaratıcı ve asi asıllarına geri dönmeli.
Bilim adamları bugün, kendilerinden yardım istenmesini bekleyen çağımızın keşişleri olarak düşünülebilir, Brooks'a göre.
Brooks büyük bilim adamlarının ise yaratıcılıklarını artırmak için birçok şeyi göze alıp, ilaçlar aldıklarını, çılgın fikirlerinin peşinden gittiklerini ve hem kendileri hem de başkaları üzerinde deneyler yaptıklarını söylüyor.
Bilim adamlığı sık sık toplumun kibarlık kurallarını çiğneyen, kutsal olanı tanımayan ve otoriteye boyun eğmemeyi gerektiriyor.
Bilim tarihi, Galile'nin Papa'ya karşı çıkması ve Newton'ın Eski Ahit'e karşı tutumu gibi pek çok örnekle dolu.
BBC'nin radyo programı Today'e konuk olan bilim adamı Sir Paul Nurse de, bilimin bilgi üretimindeki geleneksel kilit rolünü, yaşam kalitemizi artırıp, ekonomik büyümeyi hızlandırmadaki payını öne çıkardı.
Nurse, İngiltere gibi ileri toplumların, ucuz işgücü üzerine yaslanma imkânlarının olmadığını ve ekonomik büyüme için yeni buluşları, yenilikleri desteklemesi bunun için de bilime daha fazla önem vermesi gerektiğini söylüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eleştirilerinizi bu alanda yayınlayabilirsiniz.