Barış Can Emir 14 yaşında bir 'üniversite'öğrencisi. İstanbul Çocuk Üniversitesi'nde 'genetik' okuyor. Yaşıtları lise sınavlarına hazırlanırken o, bu aşamaların hepsini birden geçmiş. Öyle ki; Barış 3 yaşında okumayı, 4 yaşında yazmayı öğrenir.
Daha birinci sınıfta iken kendisine ait ilkinternet sitesini yapıp, çocuklar için oyun programları kurar. Toplumda oranının sadece yüzde iki olduğu tahmin edilen üstün zekâlı çocuklar arasında yer alan Barış'ın potansiyeli çok küçükken fark edilir.
İki buçuk yaşındayken araba plakaları ve reklam panolarını okur. Konuşmaya direkt cümle kurarak başlar. 3 yaşındayken annesinin nörolog arkadaşı keşfeder Barış'taki cevheri. Doktorun masasındaki reçeteyi okuyunca doktor aileyi uyarır: "Çocuğunuz üstün zekalı olabilir." Sonrasında aile çocuk psikoloğuna götürür Barış'ı. Henüz küçük olduğu için zekâ testi yapılmaz. Ancak 7-8 yaşındaki bir çocuğun zekâ seviyesine sahip olduğu anlaşılır. Barış ilkokulu devlet okullarından birinde okur. Sonrasında yüzde yüz bursla başlar ortaokula. Barış, geçen sene okulunun web sitesinde İstanbul Çocuk Üniversitesi'nin çocuklara yönelik üniversite programlarını görür ve hemen başvurur. Burada yapılan zekâ testinde 3 bin kişi içinden en yüksek puanı alan iki kişiden biri olur. Barış, bir yıldır başta genetik olmak üzere; jeoloji, biyoloji ve felsefe gibi birçok bilim dalında ders alıyor.
Barış Can Emir, "Kimlikler TC kimlik numaralarına göre değil de gen numaralarına göre hazırlanırsa dünyada suç diye bir şey kalmaz." diyor.
Barış ileride genetik ve yazılım uzmanlığının birleşimi olan 'bio-informatik' bölümünü Amerika'da MIT Üniversitesi'nde okumak istiyor. "Hayalim kendi birikimlerimle bir yere gelip ülkeme bilim dalında Nobel getirmek." diyen minik dâhi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın üstün yetenekli çocuklar için açtığı Bilim ve Sanat Merkezi'nde de bilgisayar programcılığı, ileri matematik ve müzik dersleri alıyor. Dâhi çocuğun hızlı okuma ve hafıza dallarında da birincilikleri bulunuyor.
Geçen yıl kasım ayında İstanbul Çocuk Üni-versitesi'nin organizasyonuyla İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ni (CERN) ziyaret eden Barış, buradan oldukça etkilenmiş. CERN'ün muazzam bir yer olduğunu ifade eden geleceğin bilim adamı, "Neden parçacık fiziğiyle ilgilenmiyorum?" demiş kendi kendine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Eleştirilerinizi bu alanda yayınlayabilirsiniz.